20 Eyl 2011

SÜTUNA DİKKAT EDİN


Amerika'da ölen bir kadın için kilisede cenaze töreni düzenlenmişti.


Tören sonunda cenaze görevlileri tabutu taşırken,tabutun ön bölümünü yanlışlıkla kilisedeki sütunlardan birine çarptılar. Bu esnada tabuttan bir inilti sesi duyuldu. Tabut açıldı ve öldüğü sanılan kadının yasadığı anlaşıldı.
Bir süre hastanede tedavi edilen kadın iyileşti ve 10 yıl daha yasadı.

10 yıl sonra öldüğünde ise cenaze töreni yine aynı kilisede yapıldı.

Tören sonrası görevliler tabutu taşırken kilisedeki aynı sütunun önüne geldiklerinde, arkalardan ölen kadının kocasının sesi duyuldu:

- lütfen sütuna dikkat edin

18 Eyl 2011

DEĞNEKTEN AT

İki çocuklu bir aile hafta sonunu piknik yaparak geçirmeye karar verirler.
Piknik yerine vardıklarında anne yemeği hazırlarken, çocuklar babalarıyla birlikte yürüyüşe çıkar. Uzun bir yürüyüşten sonra oldukça yorulan küçük çocuk yalvarırcasına bakan gözlerle, ‘Babacığım çok yoruldum. Lütfen beni kucağında taşır mısın?’ der.
      Baba; ‘Ben de yorgunum oğlum” der demez çocuk ağlamaya başlar. Baba tek kelime etmeden ağaçtan bir dal keser. Dalı bıçakla biçimlendirip, çocuğa zarar
 vermeyecek biçimde yontar. 
     Sonra dalı oğluna verir. ‘Al oğlum, sana güzel bir at’ der. Çocuk sevinçle dal parçasından yontulmuş ata biner ve sıçrayarak, ata vurarak annesinin yanına doğru gitmeye başlar.
Babasını ve ablasını geride bırakmıştır bile…
       Baba gülerek kızına: ‘İşte yaşam budur kızım. Bazen zihnen ya da bedenen kendini çok yorgun hissedeceksin. İşte o zaman kendine değnekten bir at bul ve neşe ile yoluna devam et. Bu at, bir arkadaş, bir şarkı, bir çiçek, bir şiir yada bir çocuğun tebessümü olabilir.’
Değnekten atiniz hiç eksik olmasın...