9 Mar 2013

ZAMAN YÖNETİMİ


Asagidaki gerçek hikâye Kellog Business School’da (Northwestern
Üniversitesi) Is Idaresi master ögrencileri ile Zaman Yönetimi dersi
profesörü arasinda geçer:
Profesör sinifa girip karsisinda duran dünyanin en seçilmis ögrencilerine
kisa bir süre baktiktan sonra, “Bu gün Zaman Yönetimi konusunda deneyle
karisik bir sinav yapacagiz” dedi Kürsüye yürüdü, kürsünün altindan kocaman
bir kavanoz çikartti Arkadan, kürsünün altindan bir düzine yumruk
büyüklügünde tas aldi ve taslari büyük bir dikkatle kavanozun içine
yerlestirmeye basladi
Kavanozun daha baska tas almayacagina emin olduktan sonra ögrencilerine
döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu
Ögrenciler hep bir agizdan “Doldu” diye cevapladilar
Profesör “Öyle mi?” dedi ve kürsünün altina egilerek bir kova micir
çikartti Miciri kavanozun agzindan yavas yavas döktü Sonra kavanozu
sallayarak micirin taslarin arasina yerlesmesini sagladi
Sonra ögrencilerine dönerek bir kez daha “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu
Bir ögrenci “Dolmadi herhâlde” diye cevap verdi
“Dogru” dedi profesör ve gene kürsünün altina egilerek bir kova kum aldi ve
yavas yavas tüm kum taneleri taslarla micirlarin arasina nüfuz edene kadar
döktü
Gene ögrencilerine döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu
Tüm siniftakiler bir agizdan “Hayir” diye bagirdilar
“Güzel” dedi profesör ve kürsünün altina egilerek bir sürahi su aldi ve
kavanoz agzina kadar doluncaya dek suyu bosaltti
Sonra ögrencilerine dönerek “Bu deneyin amaci neydi” diye sordu
Uyanik bir ögrenci hemen “Zamanimiz ne kadar dolu görünürse görünsün, daha
ayirabilecegimiz zamanimiz mutlaka vardir” diye atladi
“Hayir” dedi profesör, “bu deneyin esas anlatmak istedigi "Eger büyük
taslari bastan yerlestirmezsen küçükler girdikten sonra büyükleri hiç bir
zaman kavanozun içine koyamazsin" gerçegidir”
Ögrenciler saskinlik içinde birbirlerine bakarken profesör devam etti:
“Nedir hayatinizdaki büyük taslar? Çocuklariniz, esiniz, sevdikleriniz,
arkadaslariniz, egitiminiz, hayâlleriniz, sagliginiz, bir eser yaratmak,
baskalarina faydali olmak, onlara bir sey ögretmek! Büyük taslariniz belki
bunlardan birisi, belki bir kaçi, belki hepsi Bu aksam uykuya yatmadan önce
iyice düsünün ve sizin büyük taslariniz hangileridir iyi karar verin Bilin
ki büyük taslarinizi kavanoza ilk olarak yerlestirmezseniz hiç bir zaman bir
daha koyamazsiniz, o zaman da ne kendinize, ne de çalistiginiz kuruma, ne de
ülkenize faydali olursunuz Bu da iyi bir is adami, gerçekte de iyi bir adam
olamayacaginizi gösterir” Profesör, ders bittigi hâlde konusmadan oturan
ögrencileri sinifta birakarak çikti

7 Mar 2013

YARIŞI TAMAMLAMAK


                  Hava çoktan kararmış, maraton koşusu sonuçlanalı bir saati geçmişti.Seyircilerin neredeyse hepsi stadyumu boşaltmış, temizlik görevlileri etrafı toplamaya başlamıştı.Sona kalan birkaç seyirci de yerlerini terk etmeye hazırlanıyordu ki, stadyumun giriş kapısından zenci bir atlet gözüktü.Koşmuyordu, sekme ile yürüme arasında bir hareketle bitiş çizgisine ulaşmaya çalışıyordu.

              Yüzünden, aksayan ayağından dolayı ıstırap çektiği belli olan Tanzanyalı atlet John S. Akhwari, sonunda bitiş çizgisine ulaşmayı başardı. Akhwari, 1968 olimpiyatlarındaki bu koşusuyla spor tarihine geçti.Ama bunun nedeni,yarışı birinciden saatler sonra bitirmesi değil, bitiş çizgisine ulaştıktan sonra gazetecilere söyledikleriydi.
               Tanzanyalı atlet yarış sırasında bir kaza geçirmiş ve yaralanmıştı. Tedavisi yapılmıştı, ama bacağı hala kanıyordu. Buna rağmen devam etmeye karar vermiş ve kalan birkaç seyircinin takdir dolu alkışlarıyla yarışı bitirmişti.
                Şimdi yanına yaklaşan gazetciler sordular:
“Yarışı kazanma şansınızı zaten yitirmiştiniz; neden mutlaka bitiş çizgisine ulaşmak için kendinizi zorladınız?” atlet bu soruya şaşırdı,ama verdiği cevap soruyu soran gazetcileri utandırmaya yetti:“Çünkü halkım beni buraya, yarışa başlamam için değil, yarışı bitirmem için gönderdi.”