Küçük zenci çocuk şehrin lunaparkında dolaşırken satıcının elindeki balonları seyre dalmıştı.
Her renkten ve her biçimden balonlar ışıl ışıl parlıyorlardı. Derken birdenbire kırmızı balon kazara bağlandığı yerden kurtularak havada uçtu, uçtu, uçtu ve nihayet aşağıdan seçilemeyecek kadar yükseldikten sonra gözden kayboldu.
Bu manzarayı seyretmek için öyle insan kalabalığı toplanmıştı ki, satıcı bir tane daha bırakmanın iyi reklam olacağını düşünerek havaya parlak sarı renkte balon daha bıraktı. Arkasından bir tane de beyazını çözdü.
Küçük zenci, olduğu yerden büyük hayranlık içerisinde ardı ardına uçan rengârenk balonları seyrettikten sonra "Baloncu amca!" dedi. "Acaba bir de siyah renkte balon bıraksanız, ötekiler kadar yükselir mi ?"
Baloncu adam anlayışlı bakışla çocuğa tebessüm ederek siyah renkli balonu çözdü.
Parmaklarını gevşetip onu da boşluğa bırakırken "Yavrum !" dedi,
"Bizi yükselten dışımızdaki renk değil, içimizdeki cevherdir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder